Din Sosyolojisi Ana Bilim Dalı
HAKKIMIZDA
Diğer bilimler daha erken dönemlerde felsefeden ayrılmış olmalarına rağmen sosyoloji ancak 19. Yüzyılın başlangıcında bağımsız bir bilim hüviyetini elde edebilmiştir. Bunun nedeni, tabiat bilimlerine oranla son derece karışık ve karmaşık özellikler taşıyan sosyal realite’nin sosyolojinin ana konusunu oluşturması olarak gösterilmektedir. 18. Yüzyıl boyunca toplumsal sorunlarla ilgili çözümler aranırken bir kısım düşünürler, problemlerin kökeninde dini ve bir takım batıl inanç ve hurafelerin yattığını ileri sürmüşlerdir. Özellikle din adamlarının oluşturduğu ruhban sınıfına karşı büyük tepkiler ortaya çıkmıştır. Böylece yeni dönemde toplumun huzur ve mutluluğunun sağlanması için geleneksel dini hukukun yerine yeni bir hukuk anlayışının yerleştirilmesinin planlanmaya alınması gerektiği görüşü ağırlık kazanmıştır. Bütün bu gelişmeler, din ve toplumun karşılıklı ilişkilerini ele alan din sosyolojisinin, ilahiyat ve felsefeden ayrılmasında ve müstakil bir disiplin olarak ortaya çıkmasında etkili olmuştur.
Din insanlığın tarih sahnesinde yerini alması ile birlikte tezahür etmiş yani insanla yaşıt bir fenomen olarak değerlendirilmektedir. Her ne kadar tarihsel süreci içerisinde ufak-tefek ve çoğunlukla da lokal düzeyde bir takım sarsıntılar geçirmiş olsa da özellikle asrımızda yeniden yükselişe geçtiği gözlemlenmektedir. Bunun doğal sonucu olarak “din sosyolojisi” de gün geçtikçe daha fazla önem kazanmaya başlamış ve “popüler bir disiplin” haline gelmiştir. Öyle ki bu gün dünya üzerinde yaklaşık üç bin din, altı bin mezhep ve bin iki yüz tarikatın varlığından söz edilmektedir. Çünkü din sosyolojisi, dinsel olgu ve olayların bilimi olarak kabul edilmektedir. Bu yönüyle ele alındığında din sosyolojisi, sosyolojinin en eski ve köklü dallarından birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Zaten sosyoloji ile din sosyolojisinin oluşumlarındaki benzerlik nedeniyle din sosyolojisini genel sosyolojiden tamamen ayrı ve bağımsız olarak ele almak pek mümkün görünmemektedir. Aslında E.Durkheim, A.Comte, K.Marks ve M.Weber gibi sosyolojinin kurucuları olarak kabul edilen şahsiyetlerin aynı zamanda din vakıasına büyük ilgi duydukları bir gerçektir. Bu çerçeveden baktığımızda adı geçen bilim adamlarının aynı zamanda birer din sosyoloğu olarak değerlendirmemizin doğru olacağı ortaya çıkmaktadır. Bu durum haliyle bizi din sosyolojisinin genel sosyoloji ile birlikte eşzamanlı bir şekilde doğduğu sonucuna götürmektedir. Ayrıca sosyoloji ismen ortaya çıkmadan çok önceleri, bilim adamları toplum ile alakalı hususlarda nasıl ki birçok görüş ve fikirler beyan etmişlerse aynı şekilde toplumsal hayatın vaz geçilmez bir unsuru olarak din konusunda da bir takım düşüncelerin ileri sürülmüş olduğu bir gerçektir. Örneğin başta felsefe olmak üzere ilahiyat, tarih, hukuk, antropoloji, etnoloji, dinler tarihi vb. birçok disiplinin dinsel alanda yaptığı çalışmalar, din sosyolojisinin bağımsız bir bilim dalı olarak ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. “Din sosyolojisi” tabiri, Sosyoloji Yıllığı adındaki dergide ilk defa E. Durkheim tarafından kullanılmıştır.
DİN SOSYOLOJİSİ ANA BİLİM DALI AKADEMİK KADRO
Doç. Dr. Abdurrahman GÜNEŞ (Ana Bilim Dalı Başkanı)
Hızlı Erişim